[Sizden Gelen Hikayeler]
Ebu'd-Derdâ hazretleri bir tefekkür ve ibret insanıydı... Kendi düşünüp ibret aldığı şeyleri halka da anlatır, onların da faydalanmasını arzu ederdi.
Bir defasında Şam halkına şöyle hitap etmişti:
"Hiç çekinmiyor musunuz ki yiyemeyeceğiniz şeyleri biriktiriyor, duramayacağınız evler yapıyor, elinizin yetişemeyeceği, uzun ve sonu gelmeyen emeller besliyorsunuz?
Sizden öncekiler çok servetler yığdı, sağlam ve ihtişamlı binalar yaptılar. Fakat gelin görün ki yığdıkları servetler boşa gitti ve yaptıkları hesapları birer aldanmadan ibaret kaldı. Evleri ise kabirler hâline geldi.
İşte Ad kavmi... Aden'den Umman'a kadar uzanan, mal-mülk ve çoluk-çocukla dolu bir hayat. Şimdi ise, onlardan kalıp da alabileceğiniz 2 dirhemlik bir şey dahi mevcut değil."
Efendimiz (sas) Ebu'd-derdâ ile ile Selmân'ı manevî kardeş ilân etmişti. Yıllar sonra Ebu'd-derdâ, Selman'a yazdığı baştan sona samimî hislerle dolu tavsiye mektubunu sona erdirirken şu can alıcı ifadeyi kullanıyordu:
"Canım kardeşim. Allah Resûlü'nün (sas) ashabı olmak sakın seni gaflete düşürüp aldatmasın. Çünkü biz O'ndan sonra da yaşadık. Ne hatâlar yaptığımızı ve ne günahlar işlediğimizi de ancak Allah bilir."
O, Selman'a yazdığı bu tavsiyeyi adetâ ona değil de, asırlar sonra gelip, Allah Resûlü'nün (sas) kokusunu dahi alamadığı halde günah ve daha da kötüsü imansız gitme endişesi ortada dururken kendinden gayet emin(!) yaşayan günümüz Müslüman'ına yapmış gibidir.
Gönderen: Firdevsu
E-Mail: firdevsu@tayeks.com.tr
Kaynak:
Hikaye-Öykü-Masal Arşivi: www.hikayearsivi.net
Bu hikayeyi beğendi iseniz, veya fikrinizi diğer ziyaretçilerle
paylaşmak istiyorsanız lütfen YORUMUNUZU
yapın. Sadece 1-2 saniyenizi alacaktır.
Önemli Not: Lütfen hikayeyi
kullanacaksanız; www.hikayearsivi.net den
alıntı yaptığınızı ve kaynağını belirtiniz.
|