[Türk Tarihinden Damlalar]
Büyük eserleri büyük devletler vücuda getirebilirler ve büyük sanatçıları da ancak büyük milletler ortaya çıkarırlar. Mimar Sinan, Osmanlı İmparatorluğu'nun şanına uygun olarak eserler veren dünya çapında büyük bir sanatçıdır.
Avrupalılar tarafından "Muhteşem Süleyman" adıyla anılan Kanuni Sultan Süleyman İstanbul'a şanına uygun bir cami yaptırmak istedi ve bunun için Mimar Sinan'ı görevlendirdi.
Binlerce işçi seferber oldu. Cami inşaatında kullanılan dört büyük sütundan biri Bizanslılardan kalmadır. İkincisi Mısır'daki İskenderiye'den, üçüncüsü Baalbek'ten getirilirken dördüncüsü de Topkapı Sarayı'ndan söküldü. Ak mermerler Marmara Adası'ndan, yeşil mermerler Arabistan'dan, somaki mermerler de başka diyarlardan getirildi. Yapılıp ortaya konacak olan eser çok büyüktü ve büyüklüğüne uygun hummalı bir çalışmayı gerektiriyordu. Mimar Sinan'ın organizesiyle bu çalışma en iyi şekliyle yapılıyor, inşaat ilerliyordu.
Ancak ne var ki, iş yapanı kıskanma ve yoluna taş koyma huyu o zamanlarda da vardır. Zaman geçip iş uzadıkça çeşitli söylentiler ortaya atıldı ve Mimar Sinan Padişah'a şikayet edildi. Bir gün Padişah çıkageldi ve Mimar Sinan'la aralarında şöyle bir konuşma geçti:
"- Mimarbaşı, Mimarbaşı! Duydum ki, camiimle ilgilenmeyip başka işlerle vakit geçirirmişsin. Şimdi bana söyle bakalım, bu bina ne zaman tamam olur?"
"- Saadetlü padişahım, inşaallah iki ayda tamam olur!"
Mimar Sinan'ın bu sözü Padişah'la birlikte yanındakileri de hayrete düşürdü. Çünkü yapılacak iş çoktu ve belki yıllar alacaktı. Onun için, Mimarbaşı'nın cinnet getirdiğini sandılar. O'nu saraya davet edip tekrar sordular ama aldıkları cevap aynıydı.
Mimar Sinan, verdiği sözün altında kalmamak için şehirde ne kadar işe yarar sanatkâr varsa topladı ve gece-gündüz demeden çalıştı. İki aylık süre tamamlandığında o muhteşem eser ortaya çıkmıştı. Cihan Padişahı Kanuni Sultan Süleyman öteki devlet erkanı ve davetlilerle birlikte açılış için gelince, Mimar Sinan anahtarları O'na teslim etti. Padişah, yanında bulunanlardan birine sordu:
"- Camiin kapısını açmaya en lâyık olan kimdir?"
"- Padişahım, camiyi açmağa, Mimar Ağa kulunuz herkesten daha lâyıktır!"
Muhteşem Süleyman tebessüm ederek başını salladı ve Mimar Sinan'a şöyle seslendi:
"- Yaptığın bu Allah evini yürek temizliği ve dualarla yine senin açman evlâdır!"
Padişah anahtarları Mimar Sinan'a uzattı ve O, "Ya Fettah" diyerek, dualarla camiin kapısını açtı.
İşte, Türk-İslam mimarisinin en güzel örneklerinden biri olan bu ulu mâbed böylece yapıldı ve hizmete girdi.
Kaynak: Dr. Bahattin ERGEZEN,
Kaynak:
Hikaye-Öykü-Masal Arşivi: www.hikayearsivi.net
Bu hikayeyi beğendi iseniz, veya fikrinizi diğer ziyaretçilerle
paylaşmak istiyorsanız lütfen YORUMUNUZU
yapın. Sadece 1-2 saniyenizi alacaktır.
Önemli Not: Lütfen hikayeyi
kullanacaksanız; www.hikayearsivi.net den
alıntı yaptığınızı ve kaynağını belirtiniz.
|