[Sahabeden ve Evliyaullahtan Hikayeler]
Halvetî Tarikatının Şeyhlerinden Şüca'üddin Hazretlerinin tekkesine zamanın padişahı da devam eder, hatim ve zikirlerinde bulunurdu. Padişah sadece zikre iştirak etmekle kalmaz, her gelişinde dervişlere bol bol ikramda ve ihsanda bulunur, onların gönlünü alırdı. Bir gün gene bir zikirden ve sohbetten sonra padişah o kadar memnun olmuştu ki, memnuniyetini izhar ederek:
— Ey aziz Şeyhim! Bir emriniz, arzunuz varsa söyleyin derhal yerine getireyim, dedi.
Şeyh Şüca'üddin k.s.):
— Estağfirullah padişahım... Madem ki söylediniz, sizden tek isteğimiz bundan sonra bizim zikir halkamızdan uzak durmanızdır, diye cevap verince padişah bir anda ne olduğunu anlayamadı ve:
— Acaba affedilmeyecek bir hatam, kusurum mü oldu? Beni bağışlayın. Yalnız hatamı öğrenmek istiyorum, dedi.
Şeyh, padişahın şahsî bir kusuru olmadığına dair kendisini inandırdıktan sonra şöyle söyledi:
— Hayır sultanım... Bir hatanız falan yok, yalnız siz tekkeye geldiğiniz zaman dervişlerime bol bol ihsanda bulunuyorsunuz. Bu ise onların kalbini sizin yaptığınız ikrama doğru meylettiriyor. Ama siz hiç gelmezseniz, onların kalbinde böyle bir şey olmayacak ve Allahü Teâlâ'yı hakkıyla zikredecekler, dedi.
Şeyhin emri üzerine padişah da ondan sonra tekkeye gelmedi ve zikirlerine katılmadı.
Kaynak:
Hikaye-Öykü-Masal Arşivi: www.hikayearsivi.net
Bu hikayeyi beğendi iseniz, veya fikrinizi diğer ziyaretçilerle
paylaşmak istiyorsanız lütfen YORUMUNUZU
yapın. Sadece 1-2 saniyenizi alacaktır.
Önemli Not: Lütfen hikayeyi
kullanacaksanız; www.hikayearsivi.net den
alıntı yaptığınızı ve kaynağını belirtiniz.
|