[Sahabeden ve Evliyaullahtan Hikayeler]
Osmanlı şairlerinden Şeyhî namıyla maruf, asıl adı Sinan olan bir zat, ömrünün son zamanlarında şimdiki ismiyle baharatçılık yapmaya başlamıştı. O zaman attarlar (Baharatçılar) bir nevi eczane vazifesi görmekteydi. Dolayısıyla bir yerinden rahatsız olanlar oraya müracaat ederlerdi.
Bir gün Şeyhî'nin Kütahya'daki dükkânına gözlerinden rahatsız bir adsın gelip ilâç istemişti. Şeyhî, adama lüzumlu ilaçları verdi ve parasının verilmesini bekliyordu. Adam bir de baktı ki, kendisine tedavi olması için göz ilâcı veren adamın gözleri de bozuk.
Adam bir an düşündükten sonra tezgâhın üzerine Şeyhî'nin istediği parayı koyduğu gibi bir o kadar daha para bırakıp:
— Şu bizim ilâcın parası, ikinci verdiğim ise kendi gözünüzün iyileşmesi için ilâçta kullanırsınız, bizim gibi siz de kurtulmuş olursunuz, dedi.
Adamın bu keskin zekâsı Şeyhî'nin çok hoşuna gitti ve:
— Hastayı tedavi eden doktor kendisi hasta, mısrasını mırıldandı.
Kaynak:
Hikaye-Öykü-Masal Arşivi: www.hikayearsivi.net
Bu hikayeyi beğendi iseniz, veya fikrinizi diğer ziyaretçilerle
paylaşmak istiyorsanız lütfen YORUMUNUZU
yapın. Sadece 1-2 saniyenizi alacaktır.
Önemli Not: Lütfen hikayeyi
kullanacaksanız; www.hikayearsivi.net den
alıntı yaptığınızı ve kaynağını belirtiniz.
|