[Renkli Hikayeler]
Kadının biri, sabah uyandığında o gece gördüğü rüyayı ballandırarak eşine anlatır:
- Aman bey bir bilsen... En kaliteli kumaştan elbiselerim, yılan derisi çantam ve ayakkabılarım... Hele hele takılarım, gerdanlıklarım, incili küpelerim, dirseklere kadar bileziklerim, altın saatim, alyans yüzüklerim... Daha neler de neler...
Hanım, bu tatlı rüyanın sonunda kocasının kendisine mutlaka bir şeyler alacağını ümit etmektedir:
- Acaba bu rüyanın tabiri ne olsa gerek, bey!...
Adam fazla ayrıntıya girmez, bir şey anlamamış gibi davranır, ancak tamamen ilgisiz de kalamaz:
- Hayırdır inşaAllah hanım, bakarız.
Akşamı dar eden kadın, geliş saatinde gözünü pencereye diker, eşinin yolunu gözler. Biraz sonra bir elinde poşet, diğer elinde ise güzel paketlenmiş kutu gibi bir şeyle beyefendi sokağın başında görünür. "Herhalde," der kendi kendine, "Bu kutuda takılarım, poşette de elbise ve ayakkabılarım geliyor." Kocasını ta kapıda karşılar, kalbi duracak gibidir. Hemen sorar:
- Bu kutu da ne ola bey?
- Kutu değil hanım, rüya tabirleri kitabı o. Önce gördüğün rüyaya "bir tabir" gerek tabii..
- Peki poşet?
- İş elbiselerim, yıkanması lazım da, sabaha hazır olursa memnun olurum.
Bölüm: Aile Hayatı ve Evlilikle İlgili Hikayeler
Kaynaklar: Tarihi Öyküler(Ebubekir Subaşı)-Timaş Yay.
Hazırlayan: KuTuL KuLuB
www.hikayearsivi.net
Kaynak:
Hikaye-Öykü-Masal Arşivi: www.hikayearsivi.net
Bu hikayeyi beğendi iseniz, veya fikrinizi diğer ziyaretçilerle
paylaşmak istiyorsanız lütfen YORUMUNUZU
yapın. Sadece 1-2 saniyenizi alacaktır.
Önemli Not: Lütfen hikayeyi
kullanacaksanız; www.hikayearsivi.net den
alıntı yaptığınızı ve kaynağını belirtiniz.
|