Hikaye Öykü Masal Arşivi

 

Hikayelerin Dünyasına Açılan Eşsiz Bir Kapı

16 Nisan 2024

Sık Kullanılanlara Ekle  Anasayfan 
              Yap Ziyaretçi Defteri

  Kurt Kapanı (Masal Demeti) :. Hikaye Öykü Masal Arşivi .:

MENÜLER
Ana Sayfa
Arşiv
Sitenize Ekleyin
Hikaye Ekleyin
Editörlere Mesaj Gönder
Editörlük Başvurusu
Yardım / İletişim
Reklam
Basında HikayeArsivi
Künye
Ziyaretçi Defteri
Tavsiye Siteler
HİKAYE KATEGORİLERİ
İbretli Hikayeler
Dini Hikayeler
Yaşanmış Hikayeler
Duygusal Hikayeler
Sevgi Hikayeleri
Aşk Hikayeleri
Din Büyüklerinden Hikayeler
En Güzel Dini Hikayeler
Masal Demeti
Hayatın İçinden Hikayeler
İran Hikayeleri
Dostluk Hikayeleri
Mevlanadan Hikayeler
Kıssadan Hisseler
Çocuklar İçin Hikayeler
Doğruların Öyküsü
Komik Hikayeler
Nasreddin Hocadan Hikayeler
Sahabeden ve Evliyaullahtan Hikayeler
Kurandan Hikayeler
Resulullahtan Hikayeler
Kelile ve Dimne
Tarihi Gerçekler
Gerçek Hayattan Hikayeler
Türk Tarihinden Damlalar
Bediüzzamanla Yaşayan Öyküler
Diyanetten Hikayeler
Renkli Hikayeler
Sesli Hikayeler-Masallar
Resimli Hikayeler
Sizden Gelen Hikayeler
İngilizce Hikayeler
Padişahlardan Hikayeler-Öyküler
Türkü Hikayeleri
Tarihi Hikayeler-Öyküler
Siyasi Hikayeler-Hatıralar
Öğretici Hikayeler
Hüzün Zamanı Hikayeleri
Hazır Cevaplar Espriler
Dede Korkut Hikayeleri-Destanlar
Keloğlan Masalları (Görüntülü)
La Fontaine Masalları
Atatürk Hikayeler - Hatıralar
Tanıdığım Ünsüzler
Gazali İHYAdan Hikayeler
Ramazan-Oruç Hikayeleri

Hikaye-Öykü Ara



[Detaylı Arama]


Yeni Eklenen 15 Hikaye
Radar Var
Yok Oluşun Filizlenmesi
Yanılgının Gözyaşları Ve Benlik Kavgası
Ayşecik ve Yasemin Sultan
Şöhretin Bedeli
Bücür Zürafa
Deve Kervanı
Nerede Görüşelim
Rafadan Yumurta
Sabrın Zirvesi
Recep Ayında Oruç
Oruçlu Musunuz, Değil Misiniz?
Oruç İman Ettirdi
Orucu Bazen Bozmak Gerek
Onların Ameli Yok

En Çok Okunan 15 Hikaye
The Adventure of the Three Garridebs
Bir Bebeğin Yarım Kalmış Günlüğünden
Dracula - Story
İşte Aşk
Hz. Yunus Ve Balık
Uyuyan Güzel
Half-Brothers by Elizabeth Gaskell
Sevgi Üç Türlüdür
Uyku Masalı
Dostluğun Öyküsü
Hansel Ve Gretel
Haddini Aşmanın Zararı
Ona "Sevdiğinizi" Söyleyin
Evlilik
Çirkin Ördek


Reklam ver

Mail List
Sitemizin yeniliklerinden ilk sizin haberiniz olsun.
İsim:
Mail:
 


Editör Giriş

Google
Sitemiz hakkındaki görüşlerinizi ZİYARETÇİ DEFTERİNE yazarsanız seviniriz.


Ziyaretçilerimiz ve Hikaye Dostlarının Dikkatine:

www.hikayearsivi.net olarak 2002 yılından itibaren yayın faaliyetimizi sürdürmekteyiz. İnternet üzerinde yayın yapan birçok sitenin içeriğinde, sitemiz içeriği kullanılmaktadır. İlk defa birçok kategori altında hikaye-öykü ve masalları paylaşmaya başlayan sitemiz, bu konuda da diğer sitelere örnek olmuştur. Sitemizin ve içeriğinin genişlemesine ve sitemizin tanıtımına siz değerli ziyaretçilerimizin katkısı çok önemlidir. Sitemiz içeriğini paylaşırken, mutlaka kaynak olarak www.hikayearsivi.net den alıntılandığını belirterek içeriğimizi kullanabilirsiniz. Unutmayın ki kaynak belirtmeden, içeriğimizi alan onlarca site ve ziyaretçi, çalışmalarımızdaki emeğe karşı bizi şevksiz bırakmaktadırlar. Lütfen sitemizin tanıtımına sizde katkı sağlayın. (A.Kerim MELLEŞ & Mehmet Zahid MELLEŞ)

Kurt Kapanı
[Masal Demeti]





   Küçücük yeni doğmuş bir kurt yavrusu, yuvarlanır gibi emekleyerek, yere uzanmış annesinin yanına gitmiş. Diğer kardeşlerine aldırmadan, açık ağzıyla, ucundan süt sızan bir memeye ulaşmış. Başlamış çok, çok emmeye. Anne kurt,

   - "Yavrularım tedirgin olmasın", diye sessizce duruyormuş. Baba kurtsa biraz ileride sivri kulaklarını dikmiş çevreyi kolluyormuş. Kuyruğunu bacaklarının arasına kıstırmış, çevresine bakarken dişlerini gösterip hırlıyormuş. Baba kurdun amacı, anne yavrularını beslerken, onları çevreden gelebilecek olası bir tehlikeden korumakmış. Arada başını göğe doğru uzatıp, arka ayaklarının üzerine çömelir, uzun uzun ulurmuş. Öyle uzun ve ürpertici bir uluması varmış ki, çevredeki hayvanlar sesi duyunca korkar, yuvalarına saklanıp titreyerek ulumanın bitmesini beklermiş. Kolaysa birisi kurt yavrularının yanına yaklaşmaya çalışsın. Baba kurt, onun üzerine saldırır, hemen oracıkta parçalarmış. Kurdun çevresine korku salmasının en büyük nedeni, yavrularını korumakmış.

   Kurt yavruları tehlikeden uzak, Dünya'nın acımasızlığını bile anlamadan, anne ve babalarının koruyucu gölgesinde büyümeye başlamışlar. Kah birbirleriyle oynaşır, kah kovalamaca oynayıp, zaman geçirirmişler. Anneleri tüylerini yalarken gözlerini yumar, mutluluk içinde uykuya dalarmışlar.

   Bir süre sonra küçük yavrular büyümüşler. Bacakları daha kuvvetli, dişleri daha keskin olmuş. Gerçi hala çocuksu oyunlarla oyalanıyor, anne ve babalarının getirdiği yiyeceklerle besleniyormuşlar ama sivri kulakları, uzun burunlarıyla şimdi daha çok kurda benziyormuşlar. Geceleri babaları uluyup, gecenin karanlığını delip geçen ürkütücü sesi dağlara çarpa çarpa yankılanırken onu örnek almaya çalışır, cılız sesler çıkarırmışlar. Babaları ulurken yavruların ona bakışı bir başka güzelmiş. Saygı ve hayranlık doluymuş.

   Zamanla yavrular daha çok güçlenmiş ve çevik birer kurt oluvermişler. Çok genç olduklarından anne ve babalarının denetiminde çevreyi gezebiliyormuşlar. Onların gözetiminde avlanır, onların yaşam deneyimlerine ve uyarılarına uymaya çaba gösterirmişler. Her genç gibi kusurları olduğunda, ya da başları derde girdiğinde, anne ya da babaları yardımlarına gelir, onları korumaya çalışırmış. Küçük kurtlar da bunlardan ders almaya, aynı yanılgıya bir kez daha düşmemeye özen gösterirmişler.

   Zaman böyle mutlu bir ortamda hızla ilerlemiş. Artık küçük yavrular büyümüş, genç ve çevik kurtlar olarak çevreye dehşet ve korku salar olmuşlar. Geceleri gür sesleriyle uluyabiliyormuşlar. Hatta onların sesleri babalarının sesinde daha gür çıkıyor, çevredeki hayvanlar daha çok ürküyormuş. Böyle olması çok doğalmış. Eskiden yalnız baba kurt ulurken, şimdi yanında uluyan dört kurt daha varmış.

   Gündüz Güneş, tüylerini pırıl pırıl parlatınca çevrede hızla koşup önlerine çıkan hayvanlara sardırırmışlar. Av hayvanları kendilerini koruyamazmış. Yaşamları kurtların pençesinde acımasızca son bulurmuş. Çevreye dehşet ve korku salan kurtlar, kendi aralarında mutluluk ve neşe içinde yaşarmış.

   Gel zaman, git zaman baba kurt yaşlanmış. Artık tüyleri eskisi kadar parlak değilmiş. Ulurken sesi çok gür çıkmıyor, eskisi gibi ürkütücü olamıyormuş. Çabucacık soluğu kesiliyormuş. Hatta bacakları bile titriyor, uzun koşularda çabuk yoruluyormuş. İyi av yakalayamadığından, kasları eskisi gibi güçlü de değilmiş. Pekiyi, eski saygınlığı? Hiç kalmamış doğal olarak.

   Gücüyle çevresinde korku ve saygınlık kurmuş olduğu için, güçsüz kalınca saygınlık da yok oluvermiş. Yaşlandı ya. Genç kurtlar ona bakıp gülüyor, yavaşlayan hareketini küçümsüyormuşlar. Önceleri pek belli etmeden kıs kıs arkasından gülerken, sonraları açıktan hem de gözünün içine bakarak gülüyormuşlar.

   Yaşlı kurt kendi yavrularının bu davranışına çok üzülüyormuş. Onlar küçükken, "Onlara kimse saldırmasın" diye kanat gerip koruduğu günler gelirmiş aklına. Anne ve babaları olarak, tüm güçleriyle onları korumaya çalıştıkları günleri yaşlı gözlerle anımsarmış. Dudağında hafif bir gülümsemeyle o küçücük yavruların sevimli davranışları gözlerinin önünde belirir,

   - "Ne güzel oynaşırlardı" dermiş kendisine. Onun böyle uzaklara dalmış yaşlı gözlerine bakan genç kurtlar biraz da alay ederek:

   - Ne o babalık daldın yine. Bırak geçmişin anılarıyla yaşamayı da kendine av ara. Bak bugün de aç kalacaksın. diye hem onu küçümser, hem de onu beceriksizlikle suçlayıp, yaşlılığını yüzüne vurmaya çalışmışlar. Yaşlı kurt hiç ses çıkartmadan, dişlerini göstererek gülümser, ağır adımlarla yanlarından uzaklaşıp, av aramaya çıkarmış. Pek de başarılı olamazmış. Nasıl olsun ki? Artık bacakları eskisi gibi güçlü değilmiş, gözleri de eskisi gibi kesin göremiyormuş. En kötüsü, eskisi kadar hızlı koşamadığı için avı ondan kaçıp kurtuluyormuş. Çoğu zaman inine eli boş gelince başını önüne eğer, kuyruğunu altına kıstırıp, sessizce bir köşeye çökermiş. Gençler onun durumuna bakar, yukarıdan süzerek önüne bir parça et atıp:

   - Bugün de aç kaldın demek. Bak bizim payımızla besleniyorsun. Bıktık artık senden. der onu küçümsermişler. Herkes uyuduğunda yaşlı kurt kimseye belli etmeden sabaha değin için için ağlarmış...

   Genç kurtlar sabah olup uyanınca, av hazırlığı yaparken, yorgun yaşlı kurdun yanlarına yanaşır:

   - Avlandığınız yerde kuşlar ötüyorsa, bilin çevrenizde sizden güçlü bir yaratık vardır. Dikkatli olun, avlanayım derken avlanmayın. Eğer kuşlardan başka havyanlar da seslerini çıkarıyorsa bilin ki insan oğlu oralara kapan kurmuştur. Böyle durumlarda kulaklarınızı dikip yavaşça yaklaşın avınıza. Her an bir tehlikeyle karşılaşabilirsiniz. dermiş onlara.

   - Genç kurtlar, dinliyor gibi gözükseler de pek kulak asmazlarmış söylediklerine. Her biri başka yöne doğru hızlıca koşarak yaşlı kurdun yanından uzaklaşırmışlar. Akşam olup avlarını inlerine sürüklerken, yaşlı kurda yan gözle bakıp, kızgınlıklarını belli edermişler. Yaşlı kurt avlanmamış, inde beklemiş olduğu için ona pay vermek zor gelirmiş genç kurtlara. Yaşlı kurt, hiç ses çıkartmadan başını öne eğer, köşesine çekilirmiş. Başını ön ayaklarına dayayarak uzanır, inin girişinden dışarıya bakarmış uzun uzun...

   O eski günler, gökte yıldızlar parlarken, ay kocaman olup geceyi aydınlatırken, başını kaldırıp uluduğu günler gelirmiş aklına. Onun sesi yankılanırken uzun uzun, çevredeki hayvanların nasıl korkuyla titreyip saklandığını düşünürmüş. O günlerden bugünkü aşağılandığı döneme geçişini, görkemli ve saygın yaşamdan, nasıl ayak altına düştüğünü anımsar, bunu yapanların kendi yavruları olmasını bir türlü sindiremezmiş. Ama ne yapsın ki, yavrularını canı kadar çok seviyormuş. Aşağılasalar da yüreğindeki bu sevgi sönmezmiş..

   Bir gün sabah erkenden, genç kurtlar çoşkuyla koşuşmuşlar. Yaşlı kurdun tüm uyarılarına aldırmadan, çevreye dağılmışlar. Yaşlı kurt ininde, uzandığı yerde, uyuklayıp dururken, birden duyduğu acı sese kulak kabartmış. Bir kurt canı yandığı için olsa gerek, acı ile inliyormuş. Ürkmüş yaşlı kurt.

   - "Sakın benim yavrularımın başına birşey gelmesin?" demiş korkarak. Hemen uzandığı yerden doğrulmuş. Şöyle bir silkinmiş. Ayaklarına yeterince güç toplayınca, sesin geldiği yöne doğru koşturmuş. Ağaçların arasından bir ok gibi hızla süzülmüş. Bir düzlüğe ulaşmış soluk soluğa. Yüreği hopluyor, göğsü bir körük gibi inip çıkıyormuş. Korku ve telaşla çevresine göz gezdirmiş. Birden bir ağacın dibinde, kanlar içinde uzanan genç kurdu görmüş. Bir kurt kapanına bacağını kıstırmış acı ile inliyormuş. Baldırında açılan yaradan kan akıyormuş. Zavallı genç kurt acı dolu gözlerle babasına bakmış ve:

   - Yardım et bana, çok acı çekiyorum.

   - "Ah" demiş yaşlı kurt "Ah!". Ben sana nasıl yardımcı olabilirim. Seni bu kurt kapanından kurtaracak gücüm yok benim. Sana kaç kez söyledim. "Dikkatli ol" dedim. Ama kulak asmadın. Şimdi benden yardım istiyorsun. Benden, benim yapamayacağım bir şeyi istiyorsun.

   Sonra çevresine bakınmış. Başkalarından yardım almak istemiş. Ama kim yardım eder ki kurda? Şimdiye dek herkesi korkutup, ürkütmüş. Şimdi ona yardım edeceklerine "Bırakalım da ölsün" demezler mi? Zorunlu olarak kendi başına yavrusunu kurt kapanından kurtarmaya çalışmış. Dişleriyle kapanı açmak için uğraşmış durmuş. Masal bu ya, sonunda başarmış. Yavrusunu kapandan kurtarıp, sürükleyerek düzlüğe çekmiş. Yorgunluktan yaralı kurdun yanına uzanmış. Biraz dinlendikten sonra yaralı kurdu inine değin sürükleyerek taşımış. Genç kurt, yol boyunca acıyla inlemiş durmuş.

   O gece kurt ininde bir sessizlik varmış. Genç kurtlar, eskisi kadar acımasız ve şımarık davranışlarda bulunmuyormuş. Ortalıkta gürültü etmeden, başları önlerinde, dolaşıyormuşlar. Yalnız yaralı kurt, inin bir köşesinde için için inliyormuş. Baba kurt her zamanki yerinde uzanmış, inin girişine bakıyormuş. Gözlerinde hüzün yerine, bir iş yapmış olmanın güven dolu bakışları varmış. Kendi kendine söylenmiş:

   - Neden gençler, bir yanılgıya düşmeden öğrenmezler? Neden öğütleri dinlerken öğrenmeyi düşünmezler?

   Ertesi sabah genç kurtlar ava çıkmak için hazırlanınca, dönüp babalarına bakmışlar ve biraz da çekinerek:

   - Bir öğüt vermeyecek misin?

   - Ne öğütlememi istiyorsunuz?

   - Dikkat etmemizi falan.

   - Bundan böyle, siz daha dikkatli olursunuz. Benim bir şeyler söylememe gerek yok.

   - Neden?

   - Gözünüzle gördünüz. Bundan ders almışsınızdır. Ders almadıysanız, yaşama devam edemezsiniz. Yaşam size her zaman en çok bir kez şans tanır. Onu kullanamazsanız kaybedersiniz. Ben kaybetmeyeceğinizi umuyorum. Unutmayın benim de kardeşlerim vardı. Ama artık yoklar. Onlar yaşamı sürdüremediler. Yanılgılardan ders almadılar. Sizler de yaşamak istiyorsanız bu olaya özen gösterip, kendinizce bir ders çıkarın.

   Genç kurtlar sessizce çevreye dağılmışlar. Güneş, inin girişinde uyuklayan yaşlı kurdun tüylerini ısıtırken, yaşlı kurdun kulağı içeriden iniltileri gelen yavrusundaymış...

   Genç kurtlar, bir daha yaşlı kurtla alay etmemişler. Onu saymışlar. Yakaladıkları avlardan vermişler. Gerek oldukça, özellikle soğuk gecelerde, onu konuşturup dinlemişler. Ondan çok şey öğrenmişler. Ölümle, kazayla sonuçlanmayan uzun bir ömür için onun öğütlerine gereksinimleri varmış.

   Yaşlı kurt, doğal olarak ölümle kucaklaştığında, tüm genç kurtlar bedeni başında toplanıp, onun bilgeliğini, kendilerine öğrettiklerini saygıyla anarak ulumuşlar...


Kaynak: Hikaye-Öykü-Masal Arşivi: www.hikayearsivi.net
Bu hikayeyi beğendi iseniz, veya fikrinizi diğer ziyaretçilerle paylaşmak istiyorsanız lütfen YORUMUNUZU yapın. Sadece 1-2 saniyenizi alacaktır.


Önemli Not: Lütfen hikayeyi kullanacaksanız; www.hikayearsivi.net den alıntı yaptığınızı ve kaynağını belirtiniz.

24 Haziran 2004 - 19:52:59 - 7236 günlük
Ekleyen editör: HikayeArsivi

Okuyan:[4293]Yorumlayan:[0]Kategori: [Masal Demeti]
[Arkadaşına Gönder][
Yazdır]



Bu hikaye yazı-yorum için henüz yorum yapılmamış veya yorum onaylanmamış.
 

Yorumlarınızı Yapın:
 



Reklam ver

 
 

.: Günün Ayeti :.

.: Günün Hadis-i Şerif-i :.

.: Günün Sözü :.

     


 
Google

Sitemizden alınan tüm hikaye-öykü-masal ve materyaller için link verilmesi zorunludur.
Site içeriğini kullanmak için site yönetimiyle [kutulkulub@gmail.com] irtibata geçerek istifade edebilirsiniz.

 
 Hikaye Arşivi  
Kerim Melleş-KuTuL KuLuB © 2002-2021  ©  Hikaye Öykü Masal Arşivi
Sayfamızı en iyi 1024*768 çözünürlükte görüntüleyebilirsiniz...

  KuTuL KuLuB-A.Kerim Melleş