[Kıssadan Hisseler]
Hükümdarın biri, vezirine bir sebepten dolayı kızmış, hapse atılmasını ve sadece katıksız kuru ekmek verilmesini emretmiş.
Günler geçtiği halde vezirden herhangi bir şikâyet ve yalvarma gelmeyince merak eden hükümdar, zindana adamlar göndermiş; nasıl olup da tahammül edebildiğini, feryâdü figâna düşmediğini anlamak istemiş.
Gidenler sormuşlar:
- Büyük sıkıntı içindesin, elin ayağın zincirlerle bağlı olduğu halde yine de yüzün sararıp solmamış, sıhhatin sarsılmamış, hayret doğrusu! Ne yaptın da kendini böyle koruyabildin?
Vezir şöyle cevap vermiş:
- Altı tane ilacım var, onları kullanıyorum…
Hayretle sormuşlar:
- Nedir onlar, hani nerede?
Vezir açıklamış:
Birinci ilacım: Tevekküldür. Yâni, Allah’a dayanıp O’na güveniyorum.
İkinci ilacım: Kadere rızadir. Yâni, Allah’ın takdirine boyun eğiyorum. İtiraz etmiyorum, çırpınıp üzülmüyorum.
Üçüncü ilacım: Meşakkate sabırdır.
Dördüncü ilacım: Ye’se düşmemektir. Yâni, yılıp yıkılmıyorum, kendimi kapıp koyvermiyorum.
Beşinci ilacım: Müteselli olmak. Yâni, benden daha kötü durumda olanları düşünüp, bu halime şükrediyorum.
Altıncı ilacım: Ümittir. Yâni, birgün olup buradan nasıl olsa çıkacağım diye daima ümid ile yaşıyorum, moralimi yüksek tutuyorum.
Kaynak:
Hikaye-Öykü-Masal Arşivi: www.hikayearsivi.net
Bu hikayeyi beğendi iseniz, veya fikrinizi diğer ziyaretçilerle
paylaşmak istiyorsanız lütfen YORUMUNUZU
yapın. Sadece 1-2 saniyenizi alacaktır.
Önemli Not: Lütfen hikayeyi
kullanacaksanız; www.hikayearsivi.net den
alıntı yaptığınızı ve kaynağını belirtiniz.
|